Aşık Mahzuni henüz genç yaşlarda iken 1960'lı yıllarda İzmir'de destan satıcılığı yapmıştır. Yine özellikle ülkemizden Batı Avrupa'ya yapılan işçi göçüyle ozan, Almanya ve Belçika başta olmak üzere Avrupa'nın birçok ülkesinde konserler vermiş, turnelere çıkmış ve para kazanarak geçimini sağlamıştır. Ayrıca ozan bir dönem Ankara'da bir gazinoda da saz çalmıştır. Aşıkların Türkiye'nin karış karış her tarafını dolaşarak belli bir ücret karşılığında konserler vermeleri, bu sanatı icra etmenin maddi bir amaç da taşıdığını göstermektedir.
Aşık Şiiri'nin ekonomik kazanç sağlama işlevine örnek olarak, elektronik ortamda türkülerin plaklara, kasetlere ve cd'lere kayıt edilmesi ya da çoğaltılarak satılması verilebilir. İstanbul'da bulunan Unkapanı Çarşısı Türkiye'de müzik sektörünün kalbinin attığı bir yer olmuştur. Birçok Alevi deyişleri burada plaklara ve kasetlere okunarak dinleyici kitlesine ulaştırılmıştır. Bedriye Poyraz, "Direnişle Piyasa Arasında: Alevilik ve Alevi Müziği" adlı çalışmasında; Alevi kimliğinin nasıl sektörleştiğini, ticari meta haline getirildiğini ve ayrıca yüzyıllarca bastırılmış bir kimliğin kamusal alanda nasıl ifade edilmeye başlandığını analiz eder. Aynı kitapta; metalaşmayı; "değişim değerleri içinde değer kullanımının aktarım süreci" olarak tanımlanır. "Bu bağlamda kültürel ürünlerin metalaşması medya tarafından gerçekleştirilmektedir" diyen Poyraz; Alevi müziğinin, Aleviliğin kamusal alana çıkmasından sonra özellikle 1990'lı yıllarda, özel televizyon ve radyolarının yayına başladığı dönemde popülerleştiğini ifade eder.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.