Kökü İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültürüne dayanan, kopuz eşliğinde şiirler söyleyen ozan-baksı adı verilen yarı şaman tipi ozanların, İslamiyet'in kabulüyle birlikte Anadolu'da tasavvuf ve tarikatların da etkisiyle "aşık" adını almalarıyla birlikte yeni bir kimlik kazanan Aşık Tarzı Şiir Geleneği; sözlü gelenek yoluyla kendisine has kurallarını yüzlerce yıl muhafaza ederek günümüze kadar çok sayıda temsilci yetiştirmiştir. Ustalarından geleneğin inceliklerini öğrenen, şiirlerini saz eşliğinde icra eden, doğaçlama şiirler üreten, atışma yapan, şiirlerinde hece ölçüsünü ve halk dilini kullanan Aşık Mahzuni Şerif, 20. yüzyılda bu geleneğin en önemli temsilcilerinden birisi olmuştur. Bütün aşıklar gibi gelenekten beslenen ancak kendi şiirini ve tarzını ortaya koyan Mahzuni'nin aşıklığı; toplumsal şartlara göre modern bir perspektifle şekillenmiş "yeni tip ozan"lıktır. Aşık Mahzuni'yi bu duruma zorlayan şey ise; değişen dünya koşulları, Türkiye'de sanayinin gelişmesiyle birlikte köyden kente başlayan göçtür. 1950'li yıllardan itibaren bu göç sürecinde kente göç eden kırsal kesim insanı, şehirlerde bir yandan geleneksel değerlerini muhafaza etmeye çalışırken diğer yandan şehir hayatına tutunmaya çalışmıştır. Ancak bu geçiş sürecinde tam anlamıyla başarılı olamayan, kültürel çatışma ve bunalımlarla karşı karşıya kalan yarı köylü, yarı şehirli bu insanlara, geleneğin dışına çıkıp yeni bir üslupla seslenmek gerekiyordu. İşte böylesine bir dönemde Mahzuni bu anlamda yeni bir tarz oluşturmuş, kendi ifadesiyle "bülbül, çiçek edebiyatı"nın dışına çıkarak geleneksel kalıpları kırmış ve Aşık Tarzı Şiir Geleneği'nde yeni bir çığır açmıştır. Mahzuni'nin şiirlerini kalıcı ve ölümsüz yapan en önemli özellik; onun ödün vermeyen ve sağlam bir duruş sergileyen bilge kişiliğidir. Mahzuni, salt bir edebiyat adamı olmaktan ziyade, ürettikleriyle toplumun sıkıntılarını tarihe not düşen bir dert ortağıdır. Büyük şehirlere göç eden Anadolu insanının yaşam mücadelesinde, bir yandan çekilen her sıkıntıyı onlarla birlikte yaşayan ozan, aynı zamanda bu sıkıntılardan nasıl kurtulacakları noktasında topluma yön veren aydın bir sanatçıdır. Arabesk hayat tarzının insanı karamsarlığa sürükleyen söylemlerini reddeden ve bir umut ozanı olan Mahzuni Şerif, içinden yaşadığı toplumun gören gözü, konuşan dili olmuş, halkının derdini dert edinmiş, zalime, sömürü düzenine, haksızlıklara karşı çıkarak ideal bir toplum hayal etmiştir. Onun hayali; Türkiye'de bütün insanların birlik ve beraberliğini bozmadan barış ve mutluluk içinde yaşamasıdır.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.