Aşıkların sözleriyle, sazlarıyla boy ölçüleri, sahnesinin üzerinde Atatürk'ün o herkesçe bilinen "Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir" düşüncesinin yazılı olduğu salonu, her programda, tıklım tıklım dolduran şiirsever Konyalılar'a her yıl bütün dünya şairlerine kapılarını açan Struga'mız hakkında söylenen bu içtenlik dolu sözler kendiliğinden gelen gerçek bir saygı ve sevgi belirtisinden başka bir şey değildi.
Sözde de, sazda da güçlü aşıkların yaratıcılıklarının sınırlı olsa bile tanımak olanağına kavuştuğumuz Konya'da aşıklık geleneğini sürdürmeye çaba harcayan bir kadınla karşılaşmak ilginçliğiyle ayrı bir olaydı. Sanatıyla daha yakından ilgilenemediğimiz halde, güzel sesiyle, dinleyebildiğimiz deyişleriyle umut verici bir halk ozanı olan Eskişehirli Aşık Nurşah'la bizi ilgilendiren birçok konuları deşerek birkaç kez kısaca da olsa söyleşebildik. Bu söyleşiler sırasında ilginç, hatta üzerinde durulabilecek kimi düşünceler de işitebildik. Hele kadın aşıklar karşısında takınılan tavırlarla karşı başkaldırıcı sözleri hala hatırımda:
Kadın aşık olamaz gibi sözcükler duyuyorum ben. Niçin olmasın? Bugün bir kadının çalıp söylemek hakkıdır. Bazı kişiler istiyorlar ki kadın evinde otursun, erkeğin işini görsün. Madem kadın evinde oturup aile olacak, bu fabrikalarda, diğer yerlerde çalışan kadınlar için de böyle olmalı. Bugün öğretmen olsun, doktor olsun, çeşitli dallarda meslek edinmiş kadınlarımız var. Bunlar hoş görülür de, bir kadın eline sazını alıp sevdiğine, doğasına, halkına seslenmeye kalkınca neden hoş görülmesin? Ben bunu yanlış bir davranış olarak yorumluyorum. Kadın da aşık olmalıdır. Kadınların da erkekler gibi ozan olarak özlerini dillendirmeye hakları vardır. Bayan ozan bugün sazı eline aldığı zaman, göğsünde memesi yavrusuna sütünü taşıyan kadındır; evinde erkeğinin saadetini paylaşan kadındır. Halkına içini dökerek dillendiren kadın niye olmasın. Bu yüzden ben kadınların ozan olmalarını da istiyorum. Çalıp söylemelerini, duygusallıklarını halka aktarmalarını. Bence çok güzel şeydir bu.
Alçak gönüllülüğün canlı, yaşayan bir simgesini görmek her zaman, herkese nasip olmayan bir şey nedense. Ama bizim için bunu da görmek varmış. Ne iyi. Hem de "hepimiz böyle olabilsek" diyerek kendi kendimize.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.