Trabzon'un batı kıyılarında küçük zurnalar ve davullar refakatinde saatlerce horon tepildiğine şahit olduk. Sahilde bir yerde, 4 saat yorulmadan horon oynandığını gözlerimizle gördük. Çalışmak için oyunlarına son verdiğimiz zaman adeta bize darıldılar. "Biz sabahtan akşama veya akşamdan sabaha kadar böyle oynarız" dediler.
Gömlekleri terden sırtlarına yapışıyor, arada bu gömlek sıkıldığı zaman çeşmeden su akar gibi ter akıyor, buna rağmen horon halkası bir türlü bozulmuyor ve seyrekleşmiyor, zurna ve davul bazen nöbet değiştiriyorlar (...) Halk işini bırakıp halkaya giriyor ve ibadet eder gibi bir ruh coşkunluğu ve vecd içinde oynuyor. (...) Kadınlar kendi aralarında kadın horonu oynarlar, kadın horonları söylerken def veya fincan çalıyorlar, 30-40 sene evvel güğüm dibi döğmek adetmiş, şimdi darbuka çalıyorlar.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.