Asıl adı Hamit Demir olan Aşık İlhami 1932 yılında Kars'ın Arpaçay ilçesine bağlı olan Büyükçatma köyünde doğdu. Fakir bir ailenin çocuğu olduğundan ilkokula gidememiş ancak bir müddet, köyündeki Kuran kursuna devam etmiştir. 11-12 yaşlarında iken Aşık Latif'in ve gördüğü rüyanın etkisiyle şiir söylemeye başlamış, 17-18 yaşlarında çevre köylerde adını duyurmuştur.
Aşık Gülistan'ın teklifiyle ilk olarak "Külhani" mahlasını kullanan İlhami, daha sonraları ilk mahlasını terk etmiştir. Diğer aşıklar ise kendisini, esmer teni nedeniyle "Karacalı" olarak anmıştır.
Aşık Şeref Taşlıova, İlhami'nin aşıklık yaşamını şöyle anlatıyor:
"Aşık İlhami, ilk önce 1956 yılında Arpaçay'da yapılan yarışmada birinci olmuş ondan sonra adı daha da yayılmış, Karslı aşıklar arasında ün yapmıştır. 1952 yılında asker olmuş, bir yıl askerliğini Kore'de yapmış, Kore gazi madalyasına sahiptir. Askerlik dönüşü Kars'a yerleşmiş, Kars'ta köy düğünlerinde aşıklığını sürdürmüş, Kars'ın ilçelerini, Erzurum'u, Ağrı'yı sazıyla dolaşmış, birçok aşıkla deyişmiştir. 1964 yılında Selçuklu Türkleri sultanı Alparslan'ın Anadolu'ya girişinin 900. fetih şenliklerinde adını sahnede duyurmuş, 1965 yılında Kars Radyosunda açılan mahalli aşıklar yarışmasında derece almış, Artvin'de aynı yıl tertiplenen aşıklar şenliğine katılmış, 1963 yılında Ağrı ve Kars illerinde yapılan şenliklerde birinci olmuştur. 1967 yılından itibaren Konya'da yapılan Türkiye Aşıklar Bayramı'na katılmış, 1986 yılına kadar atışma ve dudakdeğmez gibi zor olan yarışma dallarını ilk kez İlhami ortaya koymuştur. İstanbul Festivali'ne 7 yıl katılmış, Müzik-San Vakfı tarafından yapılan Altın Saz Yarışmasında birinci olmuştur. 1973 yılında İran'a gitmiş, 1975 yılında Avrupa'nın bazı şehirlerinde sanatını icra etmiş, TBMM Kültür Sanat Yayın Kurulunun tertiplemiş olduğu Egemenlik Haftası'na katılmış, Türkiye radyolarında birçok program yapmış, Japon televizyonu tarafından hazırlanan İpek Yolu dizisinde bulunmuş, Amerikan Indiana Üniversitesinden gelen araştırmacı Yıldıray Erdener ve Prof. Dr. İlhan Başgöz tarafından Kars'ta şiirlerinden bazıları kasete alınmıştır. Muhtelif plak şirketleriyle yaptığı 5 kaseti ve 5 plağı vardır. 1983 yılında Kars'tan Gebze'ye göç etti. Orada sanatını icra etmeye devam etti. Tedavi edilmek üzere İstanbul Cerrahpaşa Hastanesine yatırılmış, akciğer kanseri olduğu anlaşılmış, 3 Mayıs 1987 pazar sabahı saat 4.30'da bu hastanede vefat etmiştir. Mezarı Gebze'dedir."
***
1932 yılında Kars'ın Arpaçay ilçesinin Büyükçatma köyünde doğdu. Çocukluğunda babasının bostanlığında bekçilik yaptı. Okula gidemedi. Ancak yöredeki aşıkların atışmalarını saz ve sözlerini dinlemekten geri kalmaz, çok zeki olduğundan tüm söylenenleri hafızasına nakşederdi. Yaşlı ustalardan Şenlik'in, Sümmani'nin, Emrah'ın Yunus Emre'nin ve Karacaoğlan'ın şiirlerini çok dinlemişti. Aşıklık geleneğini yurt genelinde yaşatan Kars yöresi çok yetenekli bir genci de bağrına basmış, ona aşıklığın heyecan ve coşkusunu aşılamıştı. İlhami Demir, babasının karşı çıkmasına rağmen yüreğinde yanıp tutuşan coşku ve o cezbe ile Aşık Gülüstan, Aşık Bayramı ve Aşık Deryami gibi ünlü ozanlarla yöreyi gezip dolaşmaya başladı. Askere alındıktan sonra Türkçesini daha ilerletti ve okuyup yazmayı askerlikte öğrendi. İlhami Demir vatani görevini Kore'de yaptı. Asker dönüşü artık geçimini sazıyla ve sözüyle kazanacaktı. Üstün yeteneği, zekası ve şiir söylemekteki büyük ustalığı yüzünden saz arkadaşları onun adını takdir ve beğeni anlamında "Kara Şeytan" taktılar.
İlhami Demir, Konya'da yapılan Türkiye Aşıklar Bayramlarına 1967'den itibaren ölümüne dek katıldı. Atışma, taşlama, doğmaca şiir, hikayeli türkü, en güzel memleket türküsü ve muamma dallarında sayısız birincilikler kazandı. İlhami Demir'in üstün kabiliyeti sebebi ile, mikrofon karşısında sazsız ve o anda verilen bir ayak üzerine en az 6 kıta doğmaca şiir söyleme yarışları bu bayramlarda başlatıldı. İlhami Demir her yıl bu yeni dalda büyük başarı göstererek altın madalya kazandı.
Aşıklık geleneğini günün yirmi dört saatinde yaşayan tüm çabasını bu uğraşa adayan İlhami Demir, Murat Çobanoğlu, Aşık Reyhani, Şeref Taşlıova ve Deryami Baba beşlisi içinde yer alan gerçek bir şiir ustasıydı.
İlhami Demir, İstanbul'da düzenlenen Kültür ve Sanat festivali Aşıklar Şölenlerinde ve Ankara'da düzenlenen T.B.M. Meclisi Aşıklar Şölenlerinde görev aldı. Ayrıca televizyon ve radyo programları içinde aşıklık geleneğinin güzel örneklerini sundu. Yurt dışında da çeşitli aşık şölenlerinde sazını konuşturdu. Aşık İlhami Demir, aşıklık geleneğinin bir gereği olarak üç tane hikaye tasnif etmiştir. Bunların adları şöyledir:
Suhap ile Madina Sultan, Muhammet Şah ile Narmina ve Kahraman Kasım ve Pakize Sultan.
İlhami Demir aşıklık geleneğinin çok zayıfladığını ancak Konya Kültür ve Turizm Derneğinin çalışmaları ve çabalarıyla bu geleneği yalnız yurt içinde değil; yurt dışında da tanıtılıp yaşatıldığını söylemektedir.
Yazdığı şiirleri ve atışmaları üniversitece tez konusu yapılan İlhami Demir, aşıklık geleneğimizi temsil eden illerimizin başında gelen Kars'ta yaşamakta iken geçim derdi yüzünden bu bölgeden ayrılmak zorunda kaldı.
Çoluk çocuğuyla Gebze'ye yerleşmişti. Halk şiiri sanatımızda büyük ün sahibi olan İlhami Demir 3 Mayıs 1987 günü İstanbul'da geçirdiği bir ameliyat sonucu dünyamızdan ayrıldı. Gebze'de toprağa verildi.