Hacı Taşan, bu türküyü nasıl yaktığını şöyle anlatmıştır:
"Necati adında çok sevdiğim bir dostum vardı. Kırıkkale'de hapse düştü. Ziyaretine gider gelirdim. Bir gidişimde dedi ki:
- 'Hacı, eve haber gönderememenin üzüntüsü içinde içeride dolaşırken pencereden baktım ki havada bir durna kafilesi gidiyor. Duygulandım, bir dörtlük yazdım. Şunun sonunu da sen getir' dedi.
Bunun üzerine oturup şiiri tamamladım ve sazımla çalıp söylemeye başladım."