Halk edebiyatı yazarları, Halk edebiyatı nazım biçimleri içinde en çok işlenen ve en çok sevilen türün koşma olduğunu belirtirler. aşık edebiyatında aşkı, acıları, üzüntüleri, özlemi, gurbeti, doğayla ilgili duygulanmaları anlatmak için hep koşma türünden yararlanılmıştır. Hikmet Dizdaroğlu "Koşma söz koşmak mastarının türevidir" der.
Koşmalar hece vezniyle (6 + 5) ve hece vezninin (4 + 4 + 3) duraklı kalıbıyla yazılır. Dörtlükler ise 3 ve 5 arasında değişir. Son dörtlükte aşık kendi mahlasını mısralardan birine yerleştirir. Buna "Tapşırmak" denir. On bir heceli olmak koşmanın en büyük özelliğidir. Duraklı kalıbıyla Türk dilinin güzelliğini şiire uygulayan saz şairleri, bu doku içinde duygularını daha bir kolay, daha bir güzel aktarabilmektedirler. Koşmalara uygulanan bestelerin de görkemi, etkinliği on bir heceli şiirler olması nedeniyle daha belirginleşir ve büyüleyici ve çekici olur. İşte halk arasında ve saz şairlerince kullanılan "ezgi" kelimesi de bu uyumun özüdür.
Koşmaların ezgiyle söylenmesi için de iki mısra arasına terennümler yerleştirilir.
Hikmet Dizdaroğlu koşmaları ezgilerine ve yapılarına göre iki bölüme ayırır. Özel ezgiyle okunan koşmalar şunlardır: Acem Koşması, Kerem, Kesik Kerem, Gevheri, Ankara Koşması, Elpük Koşması, Yelpük Koşması, Bayındır Koşması, Sivrihisar Koşması, Sümmani, Cem Koşması, Bülbül Koşması ve Topal Koşma. Yapılarına göre koşma çeşitleri ise şunlardır: Düz Koşma, Yedekli Koşma, Musammat Koşma, Ayaklı Koşma, Zincirbend Ayaklı Koşma, Zincirleme, Koşma-Şarkı.
Koşma ezgiyle söylendiği için onun söyleniş şekli koşmayı varsağı ve türkülerden ayırır. Yoksa bu saydığımız türler yapı olarak birbirlerine çok yakın olup bunları birbirinden ayıran tek özellik besteleridir.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.