Karacaoğlan gibi bazı şairler var ki -bilhassa Güney'de yetişmiş şairler - bunların hatıraları bugün en fazla yarı göçebe Yörükler, Türkmenler arasında saklanıyor.
Biz hayatları hakkında çok az malumata sahip olduğumuz bunların göçebe şairleri olduğunu tahmin edebiliyoruz. Bazılarında bu karakter gayet barizdir: Mesela XIX uncu asrın bir halk şairi, Dadaloğlu, aslı göçebe veya köylü olsun, göçebelerin hayatına iştirak etmiş, onların, dertlerini, acılarını, sevinçlerini paylaşmış olduğunu eserlerinde açıkça gösteriyor.
Bu şairden bize kalan eserlerden bilhassa, Osmanlı hükümetinin bu göçebe halkın hayat nizamında yapmak istediği değişikliğe karşı isyanları ifade edenler dikkate değer; bu tepkilerin ifadesini birçok folklor malzemesinde, mesela türkülerde buluruz. Belki bu türlü türkülerin mühim bir kısmının menşeini, tetkikler ilerledikçe, göçebe Türkmen-Yörüklerin şairlerine çıkarmak mümkün olacaktır. Bu şairler çok defa sadece mensup oldukları halk tabakalarının hislerine tercüman olmakla kalmazlar. Birçokları zaman zaman aşiret beylerinin hizmetinde bulundukları için halka karşı vaziyetleri ne olursa olsun, beylerin medihlerini yaparlar, bu beylerden her hangi birinin hükümet tarafından veya diğer bir bey tarafından ezilmesinin, yurdunun dağılmasının yasını tutarlar. Bu şairlerin eserleri birkaç bakımdan dikkate değer: Bir defa dillerinde, üsluplarında, mecazlarında hayatın günlük hadiselerine, canlı tabiatın reel ifadesine çok yer verilmiştir: bunlar daha çok eti ve kanı olan, nispeten daha az suni ve sanatkarane, daha ham eserlerdir. Folklor mahsullerine en yakın eserler olarak bunları göstermek mümkündür.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.