Aşıklık Geleneği'nin, 19. yüzyılın ortalarından itibaren bazı değişim ve dönüşümler yaşamış olduğunu, önce yazılı, sonra elektronik ortamla tanışan geleneğin, birtakım iniş-çıkışlarla ve sözlü gelenek yoluyla günümüze kadar ulaştığını belirten Dilaver Düzgün, bu değişim ve dönüşümler hakkında şunları söyler:
Aşıklık Geleneği'ndeki en önemli kırılma noktası 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkmıştır. Teknolojinin hayatımıza soktuğu çeşitli araçlar, "sözlü olma" temel niteliğini başından beri koruyan geleneği elektronik ortamla yüz yüze getirmiştir. Yüzyılın başlarında gramofonla tanışan gelenek, Cumhuriyetten sonra radyoyu, daha sonraki dönemde ise pikap ve kasetçaları gündemine almıştır. Başlangıçta bu yeni icra ortamına kuşkuyla yaklaşan gelenek, kısa bir süre sonra çekingen tavrından kurtularak teknolojinin yeni imkanlarını kullanmaya başlamıştır. Günümüzde artık televizyon ve bilgisayar, aşık tarzı ürünlerinin tüketici konumundaki dinleyici/seyirciye ulaştırılmasında birinci sırayı almak üzeredir.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.