Aşık edebiyatı, başlangıçta sözlü olarak ortaya çıkmıştır. Şiirlerimiz yazılı edebiyata daha sonra geçmiştir. Türkler tarih boyunca değişik alfabeler kullandılar. Çin kaynaklarında milattan önceki yıllara ait Türkçe'den çevrilmiş bir dörtlük bulunduğu ve yine Türk şiirinde bilinen en eski örneğin Çin yıllıklarında yer aldığını belirten İbrahim Kafesoğlu, bu konuda en eski tarihi, milattan sonra 329 yılı olarak belirtmektedir. Ancak sürekli ve kalıcı bir yazılı edebiyatın milattan sonra beşinci yüzyılda Yenisey - Orhun alfabesiyle yaratılmış olduğunu anlıyoruz.
Böylece yazılı edebiyatımızın bin beş yüz yıla varan bir geçmişi olduğunu görüyoruz.
Kutadgu Bilig ve Divan Lügati't-Türk'teki manzum parçalar çok sonraki tarihlerde ortaya çıkmışsa da, manzum ürünler geçmişteki şiir yapımızın kökeni ve gelişimi hakkında bilgiler vermektedir. Ancak sözlü edebiyat geleneği yazılı edebiyat dönemlerinde de muhafaza edilmiş ve günümüze kadar varlığını sürdürebilmiştir.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.