1972'de, o dönem İstanbul Radyosu'nda Türk Halk Müziği ve Oyunları Şubesi Müdürlüğü'nü yapan Nida Tüfekçi, "Ben Ankara'ya gidiyorum, İstanbul Radyosu'nu sen üstlen" deyince tüm işlerini bırakıp şube müdürü olur. Radyoya yöre ozanları gelmekte, hiç duyulmadık türküler söylenmektedir. Paşmakçı bunları notaya aktarır. Arşiv fişlerinde derleyen bölümüne kendi adı yerine "THM Şubesi" yazar. Sadece radyonun dışında derlediği türkülere imza attığı için, arşivlerde derleyen olarak kendisinin gözüktüğü türkülerin sayısı dört yüz olarak kalır.
1979'da, Paşmakçı'nın TRT'deki "kızak" günleri gelir. Uzman kadrosuna atanıp, bir kenara bırakıldığı dönemi müthiş bir projeyle değerlendirir: "1920'lerden 1950'lere kadar Anadolu'dan derlenen on bin civarında ezgi TRT arşivinde, balmumu silindirler ve taş plaklarda duruyordu. Ankara Konservatuvarı'yla konuşup onların yardımıyla hepsini banda aktardık. Üç yılda bu ezgileri ikişer kez dinleyip notaya geçebilecekleri saptadım. Bazılarını ben notaya aktardım, diğerlerini TRT'nin uzmanları. Bu sayede repertuardaki türküler beş bini buldu."
Aynı dönemde TRT'nin "diskotek tasfiyesi" operasyonuyla hurdaya satılmak üzere ayrılan eski kayıtlar arasında çok önemli eserler bulur, bunları yeni ses sistemlerine aktarır, yeniden arşivler.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.