Mahzuni, 12 Eylül'ü eleştirdiği "Dom Dom Kurşunu" türküsündeki protestosunu o kadar dolaylı ima etmeye çalışmıştır ki; İbrahim Tatlıses'in yanık sesinden bu türküyü dinleyenler, içeriğini düşünmek zorunda kalmadan, türküyle göbek atıp eğlenmişlerdir. Mahzuni bu dönemden itibaren sanatsal bakımdan toplumsal olaylara karşı tepkisini yumuşatarak imgelerle örülü bir şekilde vermeye başlamıştır. Örnek olarak "Amerika Katil Katil" türküsü hangi ortamda kim tarafından söylenirse söylensin Amerika'ya öfkeyi dışavururken "Dom Dom Kurşunu" ve "Sarhoş" adlı türkülerinde bu verilmek istenen mesaj yumuşatılmıştır. Bu her iki türkü de aslında düzeni hedef alan türkülerdir. Ozanın bu tavrının altında elbette ki bazı sebepler vardır. Bu sebeplerden bir tanesi onun emekçi örgütleri ile organik bir bağ içerisine girmemesi, sadece onlara destek vermekle yetinmesi, diğer bir sebep ise; bu dönemde artan siyasi baskılar ve yasaklamalardan çekinmiş olmasıdır. Bundan dolayı da ozan, bu yıllardan ölümüne kadar olan dönemde sanatında "geleneğin içine kapanma" anlayışı görülür ve şiirlerinde daha çok tasavvuf konulu temaları işler. Ozan en yetkin ve içli ürünlerini bu dönemde verir.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.