Türkü, insanların çeşitli olaylar karşısında, içten gelen bir arzuyla söylemek ihtiyacını duydukları sözlerin, halk şairi ölçüleriyle bestelenmiş, bir biçimde ifade edilmesidir.
Toplum içinde yaşayan insanların hasret, gurbet, aşk, sevdalık, dostluk, kahramanlık, mertlik gibi konuları ölçülü ve sade bir dille şiirleştirmesi türkünün ana unsurunu teşkil eder.
Şiirleşen sözleri, söyleyenin duygularını dile getirecek bir ahenkle okunması da, türkünün kulaktan kulağa duyurulmasıdır. Buna da 'türkü yakmak' denilir. Türküler, anlamlı bir ifadeyle birlikte, o anlama uygun bir müziğe de sahipse, o türkü artık geniş bir çevrenin malı olarak benimsenmiş demektir. Bolu türkülerinin pek çoğu, büyük bir ilgi görerek, bu şekilde tanınmıştır. Ancak günümüz teknolojisinin getirdiği bazı faydaların yanında, zararları da olmaktadır. Bu da doğal olarak türkülerimize, oyunlarımıza yansımaktadır. Genellikle 2, 4 ve 9 zamanlı usuller çoğunluktadır. Seyrek de olsa 5, 7 ve 10 zamanlı usuller de vardır.
Bolu ve ilçeleri, türküleri, oyunları, çalgıları bakımından en zengin iller arasındadır. Geleneklerin, görenek ve ananelerin en güzellerine rastlanır. Yeşillikler diyarı Bolu'nun türkülerinde, 'Bolu ağzı' kadar, mahalli özellikler de geniş yer tutar. Bu türküleri dinleyenler, kulağa hoş gelen 'bağlama' nağmeleri, kaval horlatmaları arasında Bolu'nun tepelerini, ırmaklarının, fındık bahçelerini, yaylalarını ve yayla yüzlerindeki öbek öbek koyun sürülerini, yeşilliklerle örtülü eşsiz göllerinde hafif şıpırtılı dalgalarının kıyılarını okşayan yeşil göllerini hayal etmekten kendilerini alıkoyamazlar. Hala canlılığını sürdüren Bolu Mehterleri, Çoban Musikisi, Zeybekler, İlahiler, Deyişler, Koçaklamalar ve Hicivlerle büyük çeşitlilik göstermektedir.
Bolulu duyguludur, içlidir ye gururludur, kahramandır. Diyeceğini karşısındakini kırmadan, incitmeden ve fakat kendi gururunu da çiğnetmeden ifade etmek ister, eder de. Onun için kıymetli olan şey, 'Gönül çalma' değil, 'Gönül alma'dır.
Bolu'nun, tabiat, insan ve tarihin el ele verip yoğurduğu güzelliklerini görmek, dağların söylediği Köroğlu türkülerini işitmek isteyenlerin şehre ulaşması hiç de zor değil. Bolu, Ankara ve İstanbul'un neredeyse tam ortasında bu iki merkezi birbirine bağlayan ana yolun üstündedir.
Bolu yöresinin kültürü çeşitli zamanlardaki göçlerden ve depremlerden etkilenmiştir. Bu etkilenme yöresel halk edebiyatında da görülmektedir. En çok bilinen halk ozanları da başta Köroğlu olmak üzere, Dertli, Dörtdivanlı Hilmi, Dürri, Faik, Rumuzi ve Figani'dir.
Bolu türkülerinde tabiat sevgisi, dostluk, kahramanlık, sıla konuları; samimi bir dille anlatılmaya çalışılan gönül acıları, sitemler ve arzular yer almıştır. Türkülerimizin en açık özelliği de, hemen pek çoğunda 'Bolu ağzı'na ait kelimelerin ve ifadenin kullanılışıdır. Özellikle "Abdalların" gizli dili, dikkat çekicidir.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.