Halk türkülerinde vezin, hece ölçüsüdür. Hece ölçüsü aynı zamanda Türk halk şiirinin de ölçüsüdür; bu durum dünden bu güne hiç değişmemiştir. Hece ölçüsü, heceleri arasında nitelik bakımından ayrım bulunmayan Türk dilinin, yapısına en uygun kalıptır. Hece ölçüsünde esas, mısralardaki hece sayısının birbirine eşitliğidir. Hece ölçüsünde iki önemli özellik vardır: Birincisi, mısralardaki hece sayısıdır ki, bir şiirde, ilk mısra hangi hece sayısı ile yazılmış ise, diğer mısralar da aynı hece sayısı ile yazılmalıdır, bu aynı zamanda şiirin kalıbını da gösterir. Örnek olarak, 7 heceli bir mısraın kalıbı "yedili", 8 heceli bir mısraın kalıbı "sekizli", 11 heceli bir mısraın kalıbı da "on birli" olarak adlandırılır. Hece ölçüsünde 2 heceliden, 20 heceliye kadar birçok kalıp vardır. İkinci özellik, duraklardır. Hece ölçüsü ile yazılmış ya da söylenmiş şiirlerde, tekdüzeliğini önlemek için, mısralar belli bölümlere ayrılır. Bu bölüm yerlerine durak denir. Duraklar gelişigüzel değildir. Kulakta şiirin doğallığını ve akışını bozacak şekilde durak yapılmayacağı gibi, kelimeler bölünerek de durak yapılmaz. Durak, kulakta ahenkli bir ses bırakan, kelime grupları arasında olur. Bunun için mısra içinde anlamlı kelime gruplarının kendiliğinden tamamlanması ve yeni anlamlı bir kelime grubunun başlaması gerekir. Az heceli, kısa mısralar genellikle tek duraklıdır ve bu duraklar mısraın sonunda bulunur. Hece ölçüsü kalıplarındaki durak sayısı, en az 2, en çok 5 olabilir. Örneğin; (8 +8), (4 + 4 + 4 + 4 +4) gibi... Durakları her mısrada değişen şiirlerin mısralarındaki hece sayısı eşittir, fakat duraksız sayılırlar. Ama aynı kalıp içerisinde, değişik duraklı mısraları, belli bir düzen içinde şiire yerleştirmek, ölçünün tekdüzeliğini giderir ve kulağa hoş gelen bir ahenk yaratır.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.