Birçok yerde olduğu gibi Şanlıurfa'da da ölen kişinin arkasından üç gün süren ölü evi yapılır. Erkekler "Taziye Evi" denen yerde oturur. (Şanlıurfa'da Taziye evi, ölen kişinin yakının bir evinde yapılırdı. Son yıllarda ise hemen her mahallede bir-iki taziye kurulmuştur. İsteyen kişiler evleri yerine bu mekanlarda taziyeleri kabul etmektedirler. Şanlıurfa'da ilk taziye evini 1994 yılı Nisan ayında ŞURKAV Vakfı kurmuştur. Vakıf, Balıklıgöl civarında, geleneksel taş yapılı ve avlulu Sayganlar Evini restore ederek "Taziye Evi" haline getirmiş ve halkın istifadesine sunmuştur. Halk tarafından benimsenen Taziye evleri, hayır sahipleri tarafından hemen her mahallede yapılmıştır. Erkeklerin oturduğu Taziye evine akraba ve dostları gelir başsağlığı diler. Gelenlere acı kahve "mırra" ikram edilir. Kadınlar ise başka bir evde oturur ve ağlaşırlar. Eğer ölen kişi genç ise, cenaze evin kapısından çıkarken "zılgıt" çalınır. Ölü evinden ağıtlar, şivanlar mahalleye yayılır. Ölü evinde, gencin annesi, bacısı, halası, teyzesi gencin yakın akrabaları ölen kişinin eşyalarını ortaya saçar (haraç eder) ve ağlayarak şivan eder. Göğsünü parçalar, saçını yolar, bazıları bayılır kendinden geçer. Bazı kadınlar ölenin isminin geçtiği acıklı dörtlükler söyler. Orada olanlar hüngür hüngür ağlayarak feryat ederler.
Şanlıurfalı ses sanatçısı Bakır Yurtsever (Bekçi Bakır) plağa okuduğu bir ağıtta şöyle demiş;
Mezarımı yol üstüne kazsınlar
Telkinimi baş ucuma koysunlar
Gelen giden yolcular
Burada bir garip ölmüş desinler
Mezarımı derin edin
Su serpin serin edin
Dünyadan mıraz almadım
Ahretimi mamur edin
Ölümle ilgili söylenen manilerden birkaçı da şöyledir;
Kurbanam her gelene
Zülfünden ter gelene
Mezarımı yüce yapın
Yavrularım gölgelene
Çağırın anam gelsin
Derdime yananım gelsin
Yüzden yananı nedim
Ciğerden yananım gelsin
Duman sardı etrafımı yolumu
Felek kırdı kanadımı kolumu
Anneme selam edin
Beklemesin yolumu
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.