Artık pek baygın bir halde idim. Elbiselerim kirlendi; yorgunluktan kuvvetim kesildi. Nafakamın eksikliğinden de, zayıfladım. Hanlarda rahat edecek yerler yok. Yollarda dinlenecek gölgelik yerler yok. Beygirin üstündeki tahta semerde hiç rahat edememekle beraber, yine canımı dişime alarak her rast geldiğim köyün lehçesini aramaya devam ettim.
Öyle köylere rast geldim ki, adi günlerin isimlerini bile bilmiyorlardı. Mesela Aydın civarında salı gününe, Dalma pazarı; çarşambaya, Yeni pazar; perşembeye, Nazlı günü pazarı; cumaya, Dernek günü; cumartesine Dalma derneği derlerdi.
Keleş isminde bir köyün civarında, cumartesiye Köşk günü; perşembeye, Nazlı günü; pazartesiye Suluca günü ve bir de Girey günü derlerdi.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.