Yaşar Reyhani ve Murat Çobanoğlu gibi aşıklar, geleneği ayakta tutmaya çalışırken diğer yandan Aşıklık Geleneği'nden beslenen ve Kırşehir'in yerel halk müziği tarzını geliştiren Muharrem Ertaş'ın oğlu Neşet Ertaş'ın kendine has yaratmalarıyla Türkiye'ye ve Türkiye dışında yaşayan soydaşlarımıza hitap etme çabalarını ve Mahzuni Şerif'in yine kaynağını aşık tarzından almakla birlikte türkü formundaki şiirlerini elektronik ortamın imkanlarıyla birleştirerek halk müziği ile aşık tarzını kaynaştırma denemelerini bu çerçevede düşünmek gerekir. Hatta aşık sanatının doğrudan temsilcileri olmamakla beraber tümüyle geleneğin dışında da düşünemeyeceğimiz Muhlis Akarsu, Musa Eroğlu ve Arif Sağ'ı da burada anmak gerektiğini düşünüyorum. Saz çalma, karşılaşma yapma, hazırlıksız şiir söyleme gibi Aşık Edebiyatı temsilcilerinde aradığımız özellikleri taşımamakla birlikte geleneğin dışında tutamayacağımız Abdurrahim Karakoç ise yazılı icra ortamını kullanan bir halk şairi olarak karşımıza çıkar.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.