Efiloğlu Mustafa'nın gitmiş olduğu yörelerin başında Tokat ilinin olduğu söylenmektedir. Efil Ağa, bu yörede bulunan Almus, Niksar ve Reşadiye ilçelerini de ziyaret ederek buranın ağaları ve beyleri tarafından düzenlenen "Oturak" ve "Meşk" Alemlerine misafir olmuştur. Yapmış olduğu dört evliliğinden birisi Tokat ilinde yapmış olduğu dördüncü evlilik olduğu söylenmektedir. Bu evlilik ile yöre halk müziğine ne derecede ilgi duymuş veya etkilenmiş bilinmez, ancak her iki yörenin geleneksel halk müziği ve yaşam tarzları incelendiği zaman, bariz benzerliklerin olduğu görülmektedir. Özellikle yerel müzikte göze çarpan icra tarzındaki şaşırtıcı benzerlik ve etkileşim bazı noktaları açıkça ortaya koymakla birlikte, Efil Ağa veya Efiloğlu Mustafa'nın bu konu üzerindeki etkisinin araştırılmasının ayrı bir inceleme konusu olduğu düşüncesindeyiz.
Akkuş İlçesindeki Efilo Havaları, gayet ağır ritimler, özel gırtlak vibrasyonlarıyla birlikte, keman ve bağlama eşliğinde okunmaktadır. Kemanların genellikle diz üstünde çalındığı görülmektedir. Yörede bu tarz çalma biçiminin geçmişten beri bir çalma biçimi olduğu ve özellikle de Ermenilerin yıllar önce kemanı bu biçimde çaldıkları kaynak kişilerle yapılan derleme çalışması sırasında tespit edilmiştir. Bu tarz çalma biçimi Anadolu'nun bazı yörelerinde yaygın olmakla birlikte özellikle; Kırşehir, Kaman, Kayseri ve Silifke gibi yörelerimizde daha yoğun olarak görülmektedir.
Bu türkülere örnek olarak; Gelaylama ya da Gel Eyleme Havası veya bilinen adıyla, Şu Akkuş'un Gürgenleri, Oy Bir Sigara Ver Bana, Dere Kenarında Babam Tuzak Kurdular v.b türküleri örnek olarak verebiliriz.
Bu gün diğer hanımlarıyla birlikte Akkuş'un bir kilometre uzağında bulunan yayladaki ve gene kendisine ait olan eski bağ evine yakın mezarlıkta yan yana mezarı bulunan Efil Ağa, Akkuş ilçesinde hala sevilmekte ve türküleri okunmakla birlikte, kendi yöresine ait ve kendisi tarafından bestelenmiş bir çok türküyü de beraberinde Karadeniz Bölgesi'nin diğer illeri olan Giresun, Amasya, Samsun ve Tokat gibi yörelere götürmüş, oralardan öğrendiği birçok mani ve türküleri de yurdun çeşitli yerlerindeki toplantılarda okuyarak duyulmasını sağlamış, aynı zamanda da bu yörelerdeki musiki ortamlarının bir parçası olan oturak alemlerinde çalıp - söyleyerek yöre türkülerinin duyulmasını, yayılmasını sağlamakla birlikte, kendi adıyla da anılmasına vesile olmuştur.
İçkiyi çok sevdiği sürekli katıldığı oturak alemlerine olan düşkünlüğünden bahsedilen Efiloğlu, yörede ağa olmasına rağmen çok sevilen sayılan ve fakirlere sürekli yardım etmesiyle tanınan fakir babası, babayiğit, halk arasında hürmet edilen ve sevilen bir kişi olduğu söylenmektedir.
Türkülerini özellikle at üzerinde ve çeşitli yörelerden öğrenmiş olduğu manilerin üzerine belirli ezgi kalıplarını ekleyerek saz eşliğinde okuduğu söylenmesine rağmen, kemanı çaldığı ve bu sazla birlikte kendi adıyla anılan Efilo Havaları'nı da söylediği kaynak kişilerce belirtilmektedir.
Halk bir süre sonra kendi adını vererek bestelediği türkülerinden, iyilik sever kişiliğinden dolayı kendisini türküleriyle özdeşleştirerek, bütünleştirerek artık Efilo demeye başlamış. Daha sonra (anonimleşme sürecinde) da gene kendisi tarafından bestelenen türkülerin halk tarafından sevilmesi ve bu isimler altında yani; kendi adıyla anılıp okunması, yöreye has özel gırtlak yapısının da yerel okuma tarzına karışmasıyla birlikte, okuduğu türkülere "Efilo Havası" veya "Efil Ağa Türküleri" demiş ve onu adeta ölümsüzleştirmiştir. Efil Ağa, türkülerinin konularını genellikle; aşk, sevda, ayrılık üzerine yazılmış olan mani dörtlüklerinden seçmiştir.
Yörede yapılan alan araştırması ve kaynak kişilerden alınan bilgilere göre; Efiloğlu Mustafa veya Efil Ağa'nın Alevi kökenli olduğu ve Alevi geleneklerini çok iyi bildiğini belirtilmektedir. Aynı kaynak kişilerin anlattıklarına göre; Ordu ili Akkuş ilçesinde 1960'lı yıllardan önce Alevilik geleneği yoğun bir biçimde yaşatılmış ancak; 1960'lı yıllardan sonra bu gelenek yöre halkının geçim derdi nedeniyle başka yörelere göç etmesinden dolayı, yavaş yavaş yok olmaya başlamış. Ancak; Aleviliğe ait bazı geleneklerin çok az da olsa yörenin yerleşik düzendeki bazı aileler tarafından yaşatılmaya çalışıldığı, bazı düğünlerde ise; zaman zaman hala "Samah" dönüldüğü söylenmektedir. Özellikle; Ünye, Gürgentepe İlçesi, Akkuş ilçesinin Tokat iline yakın bazı köylerinde.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.