- Müziğinizi dinleyenler tarihi ya da edebi sağlam araştırmalara ve çalışmalara girildiğini görür ya da düşünür. Ne gibi kaynaklar kullanıyorsunuz, bunlara ulaşmak zor oluyor mu?
- Meraklısı için kolay, yani Türkiye'de yaşıyoruz, bu ülkenin bir müziği var, o kadar da gerçek olan kocaman bir müziği var. Yapanlar belli, çalındığı yerler belli, kişiler belli, radyoların arşivleri, kütüphaneler, kayıtlar belli. Her şey ortada; merak eden gider ulaşır bulur. Anlar ya da anlamaz; yararlanır, yararlanmaz, o ayrı konu. Ama mümkün yani bunlara ulaşmak, kaynak burası yani (bu topraklar anlamında).
- Demek istediğim, mesela 400 yıllık, 500 yıllık bir türkü veya bir nefes söylediğiniz oluyor. Bunlar günümüze sözlü kültür yoluyla ulaşmış şeyler mi?
- Doğru, onların da o güne kadar ne şekil aldıysa aldıktan sonraki hallerini belli ölçüde arşivlemişler, vaktiyle bu işle uğraşan kişiler. Onlar sayesinde işte, o müzikleri alıp inceleyip anlamaya çalışıyorsun. Müzik kafaları o müziklerin aslında nasıl olduğunu belli ölçüde sezebilir; bugün nasıl icra edildiğini ve zamanında nasıl icra edildiğini tasavvur edebilir ve onun ortalamasıyla onu istiyorsa icra edebilir o kişi, öyle bir özgürlüğü var, ben de öyle yapıyorum. O parçayı anlıyorsam, anladığım ölçüde onu icra etmeye çalışıyorum.
- Peki yöre araştırmaları yapıyor musunuz, vaktiniz oluyor mu?
- Çok fazla olmuyor ama kendi yöremle ilgiliyim ben, en azından orayı anlamaya çalışıyorum. O şekilde bir katkım -belki ileriye dönük- olabilir. Bunun yanı sıra, müziğin, Türk müziğinin estetiği konusunda biraz titizleniyorum işte. Bunu da zaman içerisinde insanlar anlayacaktır sanıyorum.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.