Dede Korkut hikayelerinin kıymetini bu şekil güzelliğiyle beraber, anlatma tekniğinin mükemmelliği de artırır. Bir defa hikayeci hiçbir zaman tarihi hadiseleri birinci plana koymak suretiyle, bize menkıbevi tarihlerin, hatta büyük halk epopelerinin ağır, yorucu, çok defa yeknasak mütalaa mecburiyetini yükletmez. Tarihi hadiseler daima ikinci plandadır. Bunları ve zaman, mekan fasılaları arasında geçen diğer tali vakaları gayet kısa, fakat vakanın seyrini kaybettirmiyecek şekilde veciz ve vazıh hikaye parçalariyle anlatır. Türlü mücadele sahneleri içinde beşerî bütün zaafları ve kuvvetleriyle, küçüklükleri ve büyüklükleriyle insanı vermeğe çalışır. Çeşit çeşit tabiat ve hayat manzaraları birer çerçeve, tabiat üstü afetler, canavarlar, düşman kuvvetlerle mütemadi mücadeleler, ezelî insanı binbir haletiyle, ihtiraslariyle, iştiyaklariyle, sevinç ve ıztıraplariyle bize anlatmak için vesilelerdir. Sanatkar şuurlu bir şekilde, hikayeleri içinde yaşıyan kahramanlarının mukadderatına bizi bağlamak gayesini daima gözönünde tutmaktadır: Biz bunların bazılarını sever, ve onların mücadelelerden muzaffer çıkmasını isteriz. Diğer bazılarının hareketlerini nefretle takibederiz. Bir kısmına acır, bir kısmına güler veya kızarız. Eserin bu başarısı kahramanlar iyi seçildiği için olduğu kadar, onların iyi veya kötü fiillerinin ve sosyal hayatına büyük bir sanatkar maharetiyle anlatılmış olmasından ileri gelmektedir.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.