- Kendinize nasıl misyonlar yüklüyorsunuz, toplumsal veya müzikal anlamda kaygılarınız neler?
- Biz de bu dünyada yaşayan insanlarız. Benim kişisel olarak düşüncem bu dünyada iyi bir insan olmaya çalışmak. Temel olarak dünyaya bakışımı da türkülerden öğrendim diyebilirim. Beni türkülere çeken en büyük tarafı da kendi içinde barındırdığı felsefedir. Türkülerin sözleri incelense "insanı insanlaştıran" yaklaşımlar var. Yanlış işlere karşı durmak, insana yakışacak şeyleri desteklemek gerekiyor elbette ki. Müzikal açıdan değerlendirirsek; bir müziği yaparken ise bazı hesaplar yapmadan, doğru olduğuna inandığın şekilde yapmak dejenerasyona kaçmamak ve doğal olmak.
- Bir Anadolu gezisi tasarladığınızı öğrendik. Ne yapmak istediğinizi biraz anlatır mısınız?
- Erkan Oğur ile birlikte düşünmüştük. Aslında hayata geçirmek üzereydik fakat ekonomik kriz nedeniyle yapamadık. Şöyle düşünmüştük; biz bu türküleri gidelim bizzat türkülerin öz kaynağı olan insanlara söyleyelim. Mesela Sivas'ın Kangal köyüne gidelim kahvenin önünde halkla türkülerimizi paylaşalım. Ek olarak da proje sırf müzikle değil başka halkın ihtiyacını karşılayacak başka şeylerle de zenginleştirelim istedik. Örneğin bir tır ayarlanacaktı, tır da biz olacaktık, bir doktor, tarımla ilgili bilgi verecek yetkin biri. Bir de arkadaşımız ressam Sonya Tanrısever orada çocuklara yönelik resim çalışmaları olacaktı. Komple bir şey düşünmüştük.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.