Türk Halk Edebiyatında destanlar uzun bir örgü içinde bir olayı hikaye etme, anlatma sanatıdır. Destan kelimesi Farsçadır. En uzun nazım biçimi olan destan hece vezninin genellikle on birli kalıbıyla yazılır. Bazı destanlarda dörtlük sayısının yüzü geçtiği görülmüştür. Cem Dilçin, Örneklerle Türk Şiiri Bilgisi adlı eserinde destanları konularına göre şöyle tasnif etmiştir: Savaş Destanları, Deprem, Yangın, Salgın Hastalık gibi Olaylarla ilgili Destanlar, Eşkıya ve Ünlü Kişilerin Serüvenlerini Anlatan Destanlar, Toplumsal Taşlama ya da Eleştiri Niteliğindeki Destanlar, Atasözleri Destanları, Hayvan Destanları, Yaş Destanları (insanın doğumundan ölümüne kadar geçirdiği hayat dönemlerini anlatan destanlar). Hikmet Dizdaroğlu ise bu tasnife Güldürücü Destanlar ve Davulcu Destanlarını da eklemektedir. Bu sıralamaya biz de Yemek Destanlarını ilave ediyoruz.
Destanlarda ele alınan olay hikayeleştirilir. Öğretici ve gösterici olmaya çalışılır. Duygusal ögeler şiirde bulunmaz, ancak bu ögeler destanı dinleyenin yüreğinde doğar. Destanlar özel bir ezgiyle okunur, "taganni" ve "terennüm" esastır.
Koşma biçimli destanların yanı sıra mani biçimli destanlar da vardır. Mani tipi destanların en eski yazarı Bahşi adlı bir saz şairidir.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.