Halk zevkini büyük bir güçle temsil eden Karaca Oğlan, halk şiir geleneğine sonuna kadar bağlı kalmıştır. Onun eserleri arasında aruz ölçüsü ile söylenmiş tek bir şiire rastlanmaz. Hecenin yalnız iki ölçüsünü (6 – 5 ve 4 – 4) biçimlerini kullanmıştır. Yalnız benim bulduğum şiirleri arasında bir tanesinin on heceli olduğu görülmüştür. Yine bugüne dek ele geçen şiirleri arasında en çok koşma ve semailere rastlanır. Epeyce türküsü varsa da destanları pek azdır. Bu söylediklerimiz biçim bakımındandır. Yoksa bütün şiirlerinin türkü gibi sazla söylenmesi değişmeyen bir gelenektir.
Karaca Oğlan'ın dili sade ve teklifsizdir. Doğup büyüdüğü çevrenin başka yerlere göre Arap ve Fars kültürü ile ilişkili bulunması dolayısıyla bu dillerden geçmiş yabancı sözler de kullanmıştır. Şurası da unutulmamalıdır ki, bunlar çok zaman asıllarını kaybetmiş Türkçeleşmiş sözlerdir ve bunları ora halkı da kullanmaktadır. Türkçe sözlerinin önemli bir bölümü de bölgesel bir özellik taşırlar. Öteki aşıklar yanında bu dil, sanki Karaca Oğlan'a özgüdür. Öteki aşıkların pek az önem verdikleri bu dil özelliği halk arasında iyi değerlendirilmiştir. Bugün de Karaca Oğlan'a aydınların ilgilerinin artmasında bu dil önemlidir.
Bu bakımdan, onun şiirlerini dili sadeleştirme yolundaki çalışmalar için bir dil hazinesi saymak yerinde olur. Nitekim, Türk Dil Kurumu'nun çalışmalarında onun şiirlerinin de tarandığını biliyoruz. Onun şiirlerini tanımak ve tadına varmakta bu bölgesel dil büyük değer taşır.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.