Yapılan inceleme ve alan araştırmalarında elde edilen bilgiler sonucunda Ordu ilinin geleneksel halk müziği başlıca üç ana bölgeye ayrılmakta ve bu bölgeler içerisinde farklı karakterlerde icra edilmektedir. Bu üç ana bölge içerisinde okunan türküler seyir ve makam olarak birbirlerine uzak mesafededirler. Bu bölgelerin musiki karakterlerini kısaca şu şekilde açıklayabiliriz;
1) Sahil Kesimi: Bu kesimde genellikle "Sürmeli Havaları" adıyla bilinen havalar çalınıp söylenmektedir. Bu kesimde okunan türkülerle civar illerde okunan türküler karakter ve yapı olarak birbirleriyle icra yönünden benzerlikler göstermekle birlikte, ortak icra edilen türkülerin de olduğu görülmektedir.
Ayrıca Ege Bölgesi türkülerinde görülen ve zeybek türküleri olarak da bilinen efe türkülerinden ya da benzerlerinden bazılarını Ordu ilimizde görmek mümkündür.
a) Sürmeli Havaları: Bu tarz türküler genellikle Ordu yöresinin karakteristik yöresel tavırlarından olan geleneksel çalma - söyleme biçimini en güzel dile getiren türkülerdir. Ordunun sahil kesiminde çok okunmaktadır. Diğer yörelerde olduğu gibi, bu tarz havalarda bir ağırlık, bir hüzün teması vardır. Adeta bir ırmak gibi akar gider.
Türküler, genellikle Yozgat yöresinde olduğu gibi tarama mızrabı ile icra edilir. Adının nereden geldiği bilinmemekle beraber, türkülerin içerisinde "Sürmelim" kelimesinin geçmesi nedeniyle bu tarzda okunan türküler genellikle "Sürmeli Havaları" adıyla bilinmektedir.
Bu tarz havalara örnek olarak; "Ordunun Dereleri", "Perşembenin Düzleri", "Kahve Koydum Fincana (Mican)" adlı türküleri örnek olarak verebiliriz. Bu tarz türkü örneklemelerinde çok fazla türkü olmasa bile; makamsal yönden zenginlik arz eden türküler de bulunmaktadır.
Bunların yanı sıra bu bölümde karşılama tarzında türküler bulunmakla birlikte, Gürcü Sallamaları veya Gürcü Karşılamaları adıyla bilinen oyunlu türküler de bulunmaktadır.
Örneğin; Uşşak, Hüseyni Dizileri yanında Hicaz dizisinden seyreden Sürmeli havaları da bulunmaktadır.
b) Zeybek ve Eşkıya Havaları: Anadolu'nun bütün yörelerinde olduğu gibi kahramanlıkları, iyilikleri ve aşklarıyla nam salmış bir sürü halk kahramanı vardır. Ordu yöresinde de bu tarz kişilere yakılmış türküler bulunmaktadır. Bunlardan en önemlileri Mican, Torunoğlu ve Hekimoğlu'dur.
Bu tarz türküler genellikle yöreye has bir tavırla çalınsa bile; türkü içerisinde bir efelik, zeybeklik ve eşkıyalık olgusu kendisini özellikle de ezgilerin nağmelerinde ve bağlamanın tezenesinde kendini göstermektedir.
2) Orta Kesim: Orta kesime gelindiği zaman diğer kesimlerden farklı olarak; Fingil Çeşitlemeleri adıyla bilinen kıvrak ve oynak havalar, türküler okunmakta ve çalınmaktadır.
a) Fingil Havaları: Adı üzerinde genellikle hareketli ve kıvrak tarzda okunan, oyunları olan havalara Fingil Havaları denilmektedir. Fingil Havaları daha çok yirmi yaşına gelen bıçkın delikanlıların (Bu tür delikanlılar yörede gözü kara, köşe başlarında sevgilisini bekleyen, tabanca belde sevgilileri için 15-20 sene mahpusu göze alan insanlar olarak tanınır ve bilinirler.)söyledikleri havalardır. Bu tür havalara Sokak Başı Havaları da denmektedir.
Bu havalar özellikle evlilik çağına gelmiş gençlerin sevgilileri için söylemiş oldukları havalar olarak bilinmektedir. Bu tarz türküye Sokak Başı Meyhane adlı türküyü örnek olarak verebiliriz.
3) İç Kesim: İç kesim diye tabir edilen ve Orta Anadolu bölgesi ve bu bölgeye yakın olan kesimlerde icra edilen türküler incelendiği zaman, Ordu ilinin Sahil ve Orta kesimlerinde okunan türkülerle karakter ve seyir açısından bazı farklılıkların olduğu görülmektedir.
Bu kesimde okunan türkülerde Tokat, Reşadiye, Niksar, Almus türkülerinin dizi ve seyirleri daha çok görülmekle birlikte, yöre türkülerinde bu il ve ilçelerin etkileri yoğun bir biçimde kendini göstermektedir.
Bunun en büyük sebeplerinden birisi de, yörelerin birbirlerine olan yakınlıkları ve alış verişler nedeniyle bu yörelere gidip gelmelerdir. Ayrıca; bu yörede özellikle Bozlak tarzı havaların varlığını da göz ardı etmemek gerekmektedir.
a) Bozlak Havaları: Genellikle Orta Anadolu'ya yakın kesimlerde, bu tarz havalar olmasına rağmen çok fazla örnek bulunmamaktadır. Bu tarz türkülerin ezgi ve ritimsel özelliklerinde Orta Anadolu Bölgesinde bulunan bazı illerin genel müzik karakterlerinden esintiler bulmak mümkündür.
Bu tarz türkülere önemli örnek olarak "Ova Garibi" adıyla bilinen ve söylenen türküdür. Bu türkünün yapılan araştırmalar ve incelemeler sonucunda isim olarak yanlış söylendiği ancak; ezgisinin doğru icra edildiği görülmektedir.
Bu türkü yörenin geleneksel halk müziği karakterine pek benzemese de yöre halkı bu türküyü sevmiş ve kendi geleneksel türkülerinin içerisine katmıştır. Genellikle kırık hava ile başlayan ve daha sonra uzun havaya dönen bir yapısı vardır. Bu tarz okuma biçimleri bilindiği üzere Urfa, Kerkük, Elazığ, Erzincan ve Diyarbakır türkülerinde kendini daha çok göstermektedir.
Türkünün aslı "Uva Garibi" ve sözleri ise; Aşık Garip'e aittir. Bilindiği üzere Karadeniz bölgemizde, özellikle de Ordu ilimizde ova bulunmamaktadır. Cümlelerin yerel ağız ile söyleyişleri sırasında; yerel konuşma tarzlarındaki kelime vurgularının değişmesiyle birlikte kelimelerin anlamları da değişmektedir.
Kelimenin asıl anlamı; Ulaşılması imkansız, zor olan tepeler anlamına gelmektedir. Mesela; Ordu'nun Karagöl yaylası vardır, yüksek yerdedir. Ulaşılması zordur. İşte ulaşılması zor, erişilmesi güç olan yerlere yörede "Uva" denilmektedir. Ayrıca şehirden uzak yaşamış modern hayatı çok fazla tanımamış, yüksek ve dağlık yerlerde yaşamış insana da yörede "Ha bu adam uvalı, yüksekli" denir. Ordu ilinin geleneksel halk müziği içerisinde seyreden ancak; hiçbir bölgeye bağımlı olmayan havalar da bulunmaktadır. Bu havalar; "Kol Bastı veya Kolcu Havaları", "Yol Havaları", bu tarz havalar genellikle iç kesimle orta kesim arasında kalan yerlerde daha çok okunmakla birlikte; bu tür havaları bazen sahil kesiminde de duymak mümkün olmaktadır.
b) Kol Bastı (Kolcu) Havaları: Yapılan araştırmalar sonucunda Kol Bastı veya Kolcu Havaları'nın iki türlü anlatımdan dolayı ortaya çıktığı söylenmektedir.
1. Rivayet: Yörenin ormanlık bölgesi olması nedeniyle ağaç kesen, kaçakçılık yapan ve kanundan kaçan kişilerin saklanması bu tür yerlerde kolay olmaktadır. Bu nedenle devlet buralarda ağaç kesilmesini önlemek ve buralara saklanan kaçakçıları yakalamak amacıyla orman bekçilerini yerleştirmişti. Burada ağaç kesen arkadaşlarına haber vermek amacıyla odun kaçakçıları tarafından gözcü yerleştirilmekteydi. Bu gözcü; orman bekçisi geldiği zaman, seslenerek haber vermezmiş. Başlarmış türkü söylemeye. Arkadaşının türkü söylediğini duyan diğerleri orman bekçisinin geldiğini anlarlarmış. Bir tür askeriye görevi gören bu kişilere halk zamanla korucu anlamına gelen kolcu adını takmışlardır. Bunların yanında ise müzik açısından bakmak gerekirse pek de farklı bir durumla karşılaşmamaktayız.
2. Rivayet: Cumhuriyet'in ilk kurulduğu yıllar ve daha önceki yıllarda Anadolu'nun diğer yörelerinde olduğu gibi Ordulu gençler de rahatça türkü söyleyip hareket edebilecekleri yerler olan ormanlık alanları, bağ evleri ve buna benzer yerleri seçerek buralarda bir nevi "Oturak Alemleri" adı altında sohbetli ve birazda içkili alemler düzenlemektedirler.
Yöre gençlerinin kötü alışkanlık olarak düşünülen bu tarz toplantılarına izin vermemek amacıyla haber aldıkları bu tür toplantıların basılması sonucunda bu tür havaların ortaya çıkması kaçınılmaz olmuş ve bu tür türkülere de kolcu baskınlarından dolayı da "Kol Bastı Havaları" denmiştir.
c) İmece Türküleri: Genellikle iş türküleri olarak da bilinmektedir. Bu tarz türküler; tarlada, bağda, bahçede çalışan genç kız ve oğlanların çalışma sırasında birbirlerine atmış oldukları manilerin zamanla ezgiye dönüşerek aşklarını - sevdalarını dile getirmeleri sonucunda ortaya çıkmıştır.
Zaten Karadeniz Bölgesi ve Ordu'nun köyleri karşılıklı yamaç yamacadır. Karşı yamaçtan bir imeci bir başka yamaçtaki imeci kızı seyrediyor ve beğenerek başlıyor türkülü mani atmaya... Bu şekilde karşılıklı atışmalarla imeci türküleri sevdalılar arasında gidip gelmiş oluyor.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.