Emrah, bütün yaşam boyunca aşk ve özleme niye yönelmiştir? O, önce doğuludur. Doğulu, duygu yüceliğini yaşar. Doğanın esirgeyici kıskançlığını görmüş, ezik ve yoksun çevreyi tanımıştır. Buna karşılık yaşadığı ortamı dile getirememiştir.
İmparatorluğun başkenti İstanbul, hiçbir dönemde kendi sorunlarına çözüm bulamadığı için Anadolu'nun kaygılarına eğilememiştir. Anadolu'da iş gören vali değerlendirilmiş, yücelen görevle İstanbul'a atanmıştır. Tam ilerleyeceği sırada duraklayan, sonra da suskunluğa bürünen çoğu kez Anadolu olmuştur. İsyanlarla yıpranmış, gücü aşan vergilerle ezilmiştir.
Anadolu adamına göre aşk, bir umut, bir direnme, bir yıkılış ve aldanma dolu bir bekleyiştir. Çocukluğundan beri masallarla beslenmiştir. Padişahın kızına aşık olan çoban, yarasına tuz ekip uyumaz, kaymağı bozmadan çanaktaki yoğurdu yer! Sonucunda kızı ya alır ya da bu uğurda kül olur. Böylesine bir ortam, kişiye en gerçek yakınları göstermez. Gözü önündeki yalın katılıklar, sisli ötelere itilir. Avuntular, düşlerle kucaklaşır. Ve insanoğlu için en kolay çözüm yolu olan sığınaklar aranır. Doğulunun mutlu mağarası da aşktır.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.