Bir derlemeci (araştırmacı değil) halka gidiyor. İşte kırk - elli yıl önceden söylenen şeyleri notaya alıyor, derliyor, topluyor. Buna derlemeci deniliyor. Ben buna on beş yıl önce de karşı çıkmıştım. Böyle bir derlemecilik olmaz. Çünkü, türkülerimiz, içine baktığımız zaman, sadece teybe alınarak aktarılacak şeyler olmadıkları görülür. Bir derleme ekibi olmalıdır. Bu ekipte bir tarihçi, edebiyatçı, etimolog, sosyolog olmalı. Nota bilen birisi olmalı. Ancak o zaman, gerçek anlamda bir derleme yapılmış olur. Kitap yazan birisine kaynaklık edebilmeliyiz. Derlemelerde herhangi bir erkten korkulmamalıdır. Utanç duyulmamalıdır. Toplumun, sosyolojik-psikolojik yapısını anlattığı için, tarafsız bakılmalı türkülere. Hiçbir görüş, bakış açısı, türküleri etkilememeli.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.